Travesti aktör Seyhan Arman, Avrupa’daki en yüksek travesti cinayet oranına sahip bir ülkede köklü önyargılarla mücadele etmek için sanatını kullanıyor.
Geçen yıl İstanbul ve İzmir’de 25 travesti öldürüldü ve bu yıl sayı 18’e ulaştı. Seyhan Arman, Türkiye’deki diğer transların hayatını kolaylaştırmak için elinden gelen her şeyi yapmaya kararlı.
LGBTQ haklarını savunan İstanbul merkezli bir grup olan KAOS GL Derneği’nin yakın tarihli bir raporuna göre, homofobik ve transfobik nefret suçları Türkiye’de keskin bir şekilde arttı. Rapora göre, 2018’de travesti bireylere yönelik nefret suçlarının sayısı bir önceki yıla göre yüzde 68 daha fazlaydı.
Homofobi Avrupa’da nadir olmasa da, vakalarda önemli bir artış sadece Türkiye’de İstanbul ve İzmir olarak kaydetti. Aynı rapor, 2018’de trans kişilere karşı en az 35 saldırı bildirildiğini söyledi, ancak aktivistler, çoğu rapor edilmediği için gerçek saldırı sayısının muhtemelen çok daha yüksek olduğunu söylüyor.
İstanbul’da yaşayan Gül, ‘İlk kez bir travesti kadını televizyonda gördüğümde büyük bir şok yaşadım’ diyor. ‘Benim gibi insanların televizyonda olabileceğini bilmiyordum. Ben büyürken transların hepsine seks işçisi muamelesi yapılıyordu. Ama sonra birden bizim topluluğumuzdan biri dünyaya gösterildi. Gül, Avrupa’da en yüksek trans cinayet oranına sahip bir ülkede sanatını köklü önyargılarla mücadele etmek için kullanan bir aktör ve aktivist.
Transgender Europe tarafından hazırlanan bir rapor, Türkiye’nin 2008 ve 2016 yılları arasında Avrupa’da bildirilen en fazla travesti cinayeti vakasına sahip olduğunu tespit etti (32), ancak savunucular gerçek sayının çok daha yüksek olduğuna inanıyor. Doğru veri eksikliği, Türkiye’deki LGBT+ topluluğunun önündeki birçok engelden sadece biri. Ülke genelinde kadın ve insan hakları aktivistlerini de hedef alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümeti tarafından hakları aşındırıldı. Ancak Gül, Türkiye’deki trans topluluğunun geleceği konusunda iyimser. “Gittikçe daha yüksek sesle konuşuyoruz” diyor.
Türkiye’deki travesti bireyler, Avrupa’daki en aşırı önyargılardan bazılarının kurbanı. Cinsiyet ve cinsel sınırların katı bir şekilde uygulandığı bir toplumda, sınırda yaşıyorlar ve çoğu yıldırma, dışlama ve şiddetle karşı karşıya kalıyor.
İstanbul’da yaşayan trans aktör ve aktivist Buse Kılıç, “Neredeyse başımızın üzerinde ölüm cezası asılı” diyor.
“LGBT toplumunda şiddete, sömürüye ve ayrımcılığa en çok maruz kalanlar trans kadınlardır.”
Transgender, cinsiyet kimliği doğumda kendilerine atanan cinsiyetten farklı olan kişiler için kullanılan bir şemsiye terimdir. Kılıç kendini kadın olarak tanımlıyor ve erkek olarak doğuyor.
Artan şiddetin yanı sıra Türkiye’de translar için hayatın zorlaştığına dair başka işaretler de var.
Resmi belgelerde adınızı ve cinsiyetinizi değiştirmek yasal olsa da, süreç uzun ve karmaşıktır ve genellikle psikolojik değerlendirmeler veya tıbbi raporlar gerektirir. Birçok trans kişinin sağlık sigortası veya doktorlarla özel görüşmeleri karşılayamıyor, bu da sorunlarını daha da kötüleştiriyor.
İlk Yorumu Siz Yapın